Merhaba 40 Yaşım,
Kağıtlar her ne kadar zaman koksa da geleceğe ulaşıp ulaşmayacakları kesin olmadığı için internet ortamında saklayacağım sana yazdığım notları. O günler geldiğinde bu notları okuyup “kendimi nerede, hangi zamanda unuttum” diye hayıflanmak yerine, “istediğim ne varsa yapmışım” diyen bir Merve ile karşılaşmak istiyorum.
Bir yerlerden başladın hayata. Zamanın akışı sürükledi seni bir süre. Her ne kadar dolu dolu hazırlandığını düşünsen de iş hayatına, sudan çıkmış balığa döndün aslında. Ne yapacağını, ne yapman gerektiğini bilemedin bir süre. Etrafındaki herkesten farklı tavsiyeler dinledin. Hiç birinin bir diğerine tutmadığı tavsiyeler. Oysa sen her zaman işin doğrusu ne ise bana söylesinler, bende o doğruyu yapayım. Böylece doğru zamanda doğru yerde olayım dersin değil mi?
Bu sefer biraz farklı gelişti olaylar. Hayal ettiğin, tahmin ettiğin gibi gitmedi bir şeyler. Cesur olduğunu zannettiğin kadar korkak, güçsüz olduğunu zanettiğin kadar güçlü olan özelliklerini keşfettin. Düştün kalktın, ağladın güldün.
Şimdi bu notları okurken “sen daha ne gördün , daha göreceklerini bir bilsen..” diyerek kıkırdadığını duyar gibiyim. Fakat unutma güçsüz olduğun kadar canını yakar yaşadıkların. Kabuğun kalınlaştıkça, olgunlaştıkça anlamsızlaşır zorluklar. Benim narin tenime batan minik bir dikiş iğnesi, gün gelip yorgan iğnesine dönüştüyse ve ben aynı şiddetle etkileniyorsam, bu demektir ki, bir şeyler doğru gidiyor.